9 Ağustos 2012 Perşembe

müzik dinlemek neden bu kadar güzel


MÜZİK NEDİR :
En kaba tarifi ile pekçok ses demektir. Ses nedir, rezonans oluşturan maddelerin ortaya çıkardığı bir enerjidir. İnsanoğlu açısından 15 Hz ile 20 Khz arasındaki vibrasyonlar ses olarak algılanır, diğer vibrasyonlar insanoğluna göre ses sayılmazlar çünkü duyulamazlar.
Ses, bir vibrasyondur, dolayısı ile hareket eden bir enerji formudur. Diğer bir deyiş ile hareket eden partiküller ve elektronlardır. Ses enerjisi, hareketini dalgalar halinde yapar. Müzik dediğimiz şey ise ses tabir ettiğimiz bu enerji kombinasyonlarının sanat olarak bir araya getirilmiş çeşididir, kendisi de bir enerji formudur.
VÜCÜDUMUZDAKİ SENFONİ
Vücudumuz yaklaşık 100 Trilyon hücreden oluşur. Her hücrenin bir vibrasyonu vardır ve şaşırtıcı bir şekilde her hücrenin vibrasyonu birbirinden farklıdır. Diğer bir deyiş ile vücudumuzdaki her hücre ayrı bir ses üretir. Çok kuvvetli bir miktofon ile tamamen sağır bir odada vücudumuzdan çıkan bu senfoniyi kayıt edebilmemiz mümkündür.
Masaru Emoto, yaptığı araştırmalarda her tür hastalığımızın temelinde bu hücrelerin yaydığı vibrasyonlardaki bozulmanın yol açtığını keşfetmiştir. Masaru Emoto'ya göre vücudumuzdaki hücrelerin yaymış olduğu sesler ne derece uyum içerisinde ve güzellikte ise vücudun sağlıklı olma olasılığı aynı ölçüde artmaktadır. Aynı şekilde ahenksiz sesler arttığında ise tüm senfoni bozulmakta, ağır ağır tüm vücudumuz negative dönmekte ve sonunda hastalıklar gelmektedir.
Bu nedenle bazı doktorlar sadece bir hastanın vücudunu steteskop ile dinleyerek anormallikleri algılayabilmektedirler.
VİBRASONU VİBRASYON İLE KONTROL ETME
Bir vibrasyonu (titreşimi) kontrol etmek günümüzde oldukça kolaydır. Vibrasyonu oluşturan ses dalgasını bulup 180 derece ters faz ile aynı vibrasyonu göndermek vibrasyonu yok eder. Örnek vermek gerekirse müzik sistemimize bir sub woofer ilave ettiğimizde tüm bas seslerin yok olabildiğini duyabiliriz. Bu nedenle iyi tüm aktif baslarda 180 derece faz farkı düğmesi vardır. Düğmeyi diğer konuma aldığımızda bir anda şiddetlenen, aksi takdirde yok olan sesleri duyabiliriz. Aynı şekilde bir arabanın dört kapısına takılan dört hoparlörün birinin fazı ters bağlanırsa içeride hiç bas kalmadığını duyabiliriz. Bu teknoloji şu anda yeni otomobillerin motor ve yer seslerini yok etmek için uygulanmaktadır.
Müziğe ihtiyaç hissetmemizin sebebi bu basit prensipte yatmaktadır. Seçtiğimiz müzik, hücrelerimizin bozulmuş olan vibrasyonlarını ters faz ile normal haline döndürür.
Modern şehir hayatının stresi, vücudumuzdaki hücrelerin vibrasyonlarını bozmaktadır. Bu vibrasyonları normale döndürmek için müziğe ihtiyaç duyarız. İhtiyaç duyduğumuz anda aradığımız türde müzik, tempo, ton ve ritmler vücut vibrasyonlarımızı normale döndürür. Bu iyileştirici özelliklerinden dolayı müzik insan tarihinin başından beri bizimle beraber ola gelmiştir.
MÜZİĞİ GÖRMEK
Müziğin anlamı duyulabilir olmasındadır. Ancak yeni su kristallerini fotoğraflayabilme teknikleri sayesinde müzik görülebilir hal almaya başlamıştır.
Bir su kristali vibrasyon ile şekillenen geometrik kristallerden oluşur. Dinletilen her müziğe göre su kristalinin şekli ve formu değişir. İnsan vücudunun % 90 dan fazlasının su olduğunu düşünürsek vücudumuzdaki etkisini anlayabiliriz.
Masaru Emoto, pek çok kabı 1 mililitre aynı su ile doldurarak her birine aynı odada farklı zamanlarda farklı müzikler dinletmiş, sonra her kabı -30 derecede dondurmuş, ardından -5 derecedeki soğuk bir odada elektron mikroskobu ile kristallerin yapısını incelemiştir.
Masaru Emoto, her müziğin su kristallerinde farklı şekilleri oluşturduğu hayretle fark etmiştir.
Müziğin kendisi görülebilir bir formda olmamasına rağmen etkileri görünür formlardadır. Aynı müzikler hep aynı kristal şekillerini oluşturmaktadır.
İlginç bir saptama ile yıllar sonra bir CD alacağımız zaman (o zaman CD olmayacak ama) üzerindeki kristalin yapısına göre müziği beğenip beğenmeyeceğimizi ayırt edebileceğimizdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder