9 Ağustos 2012 Perşembe

hikayeler nasıl yazılır ?


Kuru söz akılda kalır mı? Bir kulaktan girer diğerinden çıkar. Bu yüzden eski çağlardan beri hikayeler anlatılır. İnsanları olaylarla  etkilemek daha kolaydır. Her insan dinlediği ya da okuduğu hikayeden kendince bir ders çıkarır. Eskiden yazının olmadığı ve insanların yazıyı az kullandığı zamanlarda hikayeler sözlü anlatılırmış. Son birkaç yüzyıldır kitaplardan okunurken internette daha fazla hikaye görür olduk.
Hikaye bir olayın kurgulanarak anlatılmasıdır. Romandan farkı çok fazla olay örgüsü ve karakter içermemesidir. Hikaye yazmak bu yüzden daha kolaydır. Herkes hikaye yazabilir ama roman yazamaz. Roman sabır ister. Hikayeler de iki bölümde incelenmelidir.
1-Kısa hikayeler
2-Uzun hikayeler
Kısa hikayeler (öyküler): Kısa öykülerin olay kahramanları sınırlıdır. Birkaç kişiyi geçmez. Olay örgüsü çok kısadır ve etkileyici olmak zorundadır. Tek bir konu üzerinde durulur.
Hikayeler: Öykülerden biraz farlıdırlar. Birkaç bölüm halinde yazılabilirler. Olay kahramanları daha fazla olabilir. Birkaç olayın iç içe geçmesinden oluşabilir. Roman kadar karmaşık değildir, öykü gibi de basit ve kısa değildir.
Hikayede anlatış tarzı çok önemlidir. Hikayeyi anlatan kişi ya birinci tekil kişi yani ben ya da  üçüncü tekil kişi olabilir. Hikayeyi birinci tekil kişi anlatıyorsa duygularını anlatmak çok kolaydır. Fakat bir dezavantajı vardır. Yapılan davranışları ya da duyguları dışarıdan göremeyiz. Tek taraflı ve yanlı düşünmemize neden olur. En güzeli üçüncü tekil kişi kullanmaktır. Bu şekilde hikayemiz daha inandırıcı olur. Üçüncü tekil kişiler hikayeyi gördükleri gibi anlatırlar. Hikaye kahramanının düşüncelerini duyamayız. Konuşmalarını duyabiliriz ve davranışlarını görebiliriz.
Yazar davranışları tasvir etmelidir. Eylemler insanın gözünün önüne gelmelidir. Konuşulanlar duyulmalıdır. Tıpkı televizyonda ya da sinemada bir film seyrediyor gibi hissetmelidir okuyucu. Böyle olması günümüzün okuyucuları için önemlidir. Çünkü artık görsellik televizyonlar sayesinde daha ön plana çıkıyor. Okuduğunu gözünün önünde canlandırabilen bir okuyucu ise bundan zevk alır ve asla sıkılmaz.
Hikayenin dili de önemlidir. Dilbilgisine dikkat etmek gerekir.Okuyucuyu sıkmamak için uzun uzun cümleler kullanılmaz. Eylemler anlatılırken birkaç kelimelik cümlelerle anlatılırsa göz önüne getirilip canlandırma daha kolay olur. Sıfat yerine de imgeler kullanılırsa etkiyi artırır.
Hikaye kahramanlarını konuştururken, o şunu dedi, bu bunu dedi demekten kaçınmalıyız. Olayın akıcılığını bozar. Tırnak işaretleri kullanıp her kahramanın konuşmasını birbirinden ayıracak olursak daha akıcı olur.
Kısacası biz olayı anlatmamalıyız, göstermeliyiz. İşte o zaman iyi yazar oluruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder